Kebir Mehmed Çelebi Camii
"Aziz Kiril ve Metodiy" üniversitesinin hemen yakınında Üsküp'teki en eski camilerden biri olan XV. Yüzyılın ortalarında inşa edilen Kebir Mehmed Çelebi camii bulunmaktadır. Şehrin bu kısmında cami inşaatı ile caminin kurucusunun adını taşıyan bir yerleşim bölgesi oluşturulmuştur. Mahallenin en eski anıtı 1544'ten Mehmed Çelebi'dir ve mahallenin adı bugün bile şehirdeki Müslüman nüfus tarafından tutulmuştur.
Girişteki korunmuş kitabeye göre, Kebir Mehmed Çelebi Camii 1469 yılında Üsküp'teki ikinci Türk bölge dükü İshak Bey'in oğlu Mehmed tarafından yaptırılmıştır. 1470 yılından kalma bu caminin vakıfnamesi de korunmuştur. Kebir Mehmed Çelebi, İshak Bey'in değil, İsa Bey'in oğlu olduğunu ve Üsküp'te bir cami ve imaret inşa ettiğini belirtir. Ayrıca Kalkandelen'de bir mescit ve imaret inşa etmiştir. Bu vakfiyelerin bakımı için, kurucu ağırlıklı olarak Kalkandelen ve çevresinde bulunan tüm gayrimenkullerini vekfetmiş ve oğulları Hacı Mehmed Bey ve Barek Bey'i başlarna atamıştır.
Cami depremlere ve askeri çatışmalara maruz kalmıştır. Muhtemelen en çok 1555 depreminin yanı sıra 1963 depreminde de hasar görmüştür.
Başlangıçta kubbeli bir bina olarak inşa edilmiş, dua alanının üstünde büyük bir kubbenin yanı sıra revağın üzerinde üç küçük kubbe varmış. Sadece alt kronun yüksekliğinden restore edilmiş, orta kısmın ve revağın üstündeki keremit ile kaplı dört çatının üzerine ahşap bir çatı konstrüksiyonu yerleştirilmesi güzelliğini büyük ölçüde azaltmıştır. Hasarlar ve binaya yapılan zamansız ve yetersiz müdahale, caminin vakfının yoksullaştığını gösterir. Bütün bunlar, uyumlu boyutların, cephelerin pitoreskliğinin, revağın güzel sütunlarının ve diğer birçok detayın sonucu olan caminin güzel görünümünün bozulmasına katkıda bulunmuştur. Minarenin tepesinin neye benzediği bilinmemektedir, ancak kalıntılardan minarenin olağanüstü güzel olduğu ve zengin bir şekilde dekore edilmiş bir şerif olduğu muhtemeldir.
Theme by Danetsoft and Danang Probo Sayekti inspired by Maksimer