Kale
1392'de Üsküp'ün devralınmasıyla birlikte Osmanlı Türkleri müfredatlarını şehirde (Kale üzerinde) kurmuşlar ve kolonistleri şehre yerleştirmişler, iktidarı kurup bundan sonra Üsküp Sırbistan'a, Bosna'ya ve diğer bölgelere nüfuz etmenin ana kalesi ve başlangıç noktası olmuştur. XV. yüzyılda, esas olarak ortaçağ kentinin rotası boyunca, kale yükseltilmiş, böylece Kale'nin tüfekler, toplar ve kuleler ile tüm savunma duvarı Osmanlı yönetimi dönemine kadar uzanmaktadır.
Üsküp kalesi, Osmanlı yönetimi boyunca büyük önem taşıyan askeri stratejik bir tesis olarak kullanılmıştır. Evliya Çelebi de dahil olmak üzere seyahat yazarlarının kayıtlarına göre burada kışlalar, depolar, barut baruthaneler depoları varmış ve kale, komutası (dizdar) altında 300 kişi bulunan bir bölüm komutanı tarafından yönetiliyormuş. Osmanlı İmparatorluğu'nda ordunun modernizasyonu ile Kale'de, modern kışlalar ve iki sıhhi tesis yapılmıştır. Üsküp Sancağı’nın son nazırı Hivzi-paşa'nın idari binası ve dairesi de buradaymış. Daha sonra, bu konakların karşıdında, en yüksek Vilayet yönetiminin bulunduğu yeni Vilayet Hüküme kanağı inşa edilmiştir. Hükümetin yanına posta ve hapishane inşa edilmiş ve yeni bir kışla eklenmiştir. Osmanlı yönetiminin beş yüzyılı boyunca ve hatta daha sonra, depremde binaların hasar gördüğü 1963'e kadar Kale her zaman askeri savunma işlevine sahipmiş.
1915'te, Bulgar işgalinden kısa bir süre önce, Birinci Dünya Savaşı sırasında Kale'deki İlk Türk Kışlası'nda yangın çıkmış. Bu süre zarfında binalar tifos ve benzeri hastalıkların tedavi edildiği hastanelere dönüştürülmüştür.
Theme by Danetsoft and Danang Probo Sayekti inspired by Maksimer