Tekkeler

Tekke, kutsal bir yer, İslam'ın tasavvufi olarak bilinen ezoterik tarafının takipçileri, dervişleri toplamak için kullanılan bir yerdir En sık kurucularının isimlerini taşıyan tarikatlar olarak da adlandırılan birkaç derviş safları vardır. Tekke'de dervişler dini ayinlerini yerine getirir. Osmanlıların gelişiyle, bazı derviş düzenleri bu alanlardaki faaliyetlerini de genişletmiştir. En az bir tekke'nin olmadığı bir yer neredeyse yoktu. Tekk'lerde, düzenin yüce liderinin ilke ve öğretilerine göre yaşanıyor ve çalışılıyordu. Kurallar ve derviş ayinleri çok kesin olarak belirlenmiştirler. Bir derviş düzeninin üye sayısı, düzenin yöneticilerinin yeteneğine ve bilgisine bağlıymış.
Hânikâh, zâviye, derǧah ve tekye isimleri bu tür yapıların eş anlamlılarıdır. Tekke'deki ana oda semahane veya ortak duaların yapıldığı meydan. Tekke genellikle şeyh dairesini veya tekke'nin bekçisini barındırır. Şeyhin misafir aldığı ayrı bir oda da vardır. Daha büyük ve daha zengin tekkelerde ayrıca konukların ve ziyaretçilerin geceyi ücretsiz geçirebilecekleri ayrı bir oda, misafirhane veya misafir odası varmış.
Geçmişte Üsküp'te farklı derviş saflarına ait birçok tekke varmış. Evliya Çelebi (1967), seyahat notlarında 17. yüzyılın ortalarından Üsküp'te tarikatlara ait yirmi tekke olduğunu yazmıştır: Rifai, Kadiri, Mevlevi, Sadi, Nakşibendi, Bektaşi, Halveti, Melami ve diğerleri.
Nispeten kısa sürede, bu saflar, özellikle de en çok üyeye sahip olanlar, zaviye ve tekkeler açtmışlar ve İmparatorluğun bu kısmının siyasi ve kültürel yaşamında önemli bir rol oynamışlardıt. Çok sayıda tekke ve zaviyenin inşasına, bu safların üye sayısındaki artış neden olmuştur. Çoğu zaman, mimarisi en mütevazı sivil evlerinkinden farklı olmayan bir veya iki odalı mütevazı binalarmış. Bazıları sadece kamu mimariden uyarlanmıştır. Yaratılan her tekke, derviş düzeninin kurucusunun adını taşıyormuş.
Bu tekke sayısı esas olarak 19. yüzyılda da korunmuştur. Ancak, 1912 gibi erken bir tarihte ve II. Dünya Savaşı'nda, yaşlanma, Müslüman nüfusun kitlesel göçü nedeni üyeliğin azalması ve Üsküp'ün kentsel planlarının uygulanması sırasında çökmeleri sonucunda tekkelerin sayısı azalmaya başlamıştır. Bugün Üsküp'te derviş zikiri haftada bir kez duyulabilecek sadece iki tekke korunuyor. Bunlar Haznedar Baba olarak da bilinen Rifai tekke ve Sadilere ait Vefa Baba tekke'dir.

Theme by Danetsoft and Danang Probo Sayekti inspired by Maksimer